28 Şubat 2016 Pazar







BUGÜN GÜNLERDEN HUZUR


Dersim yok bugün . Şöyle sakin işler yapmalı. Erkenden kalkıp yol almalı. Ne zamandır aklımda bakliyat için bir kese dikmek var. Tam zamanı . Öncelikle hava alabilecek pamuklu bir kumaş lazım. Elimde artmış etaminim var. Olur mu olur.Bir parça da işleme. Kumaşa monte edilir.

Kurdela iliği açılıp fisto geçirmek lazım. Sevgili makinem sağ olsun.



Kese kağıdı şekli versem nasıl olur. Sanki daha iyi durur.

 Ve nihayet torbam tamamlanır.

Bu sefer çok da incelememeye karar vermiştim. Gerçekten de yorulmadım. İçimden geldiği gibi sakin basit bir çalışma oldu.

 Eh artık kitap zamanı. Şöyle rahat... Kendi halime...

21 Şubat 2016 Pazar




AT KENDİNİ YOLLARA


Şöyle çıkıp yürümeyeli ne çok zaman olmuş. Dün sabah şeytanın  bacağını kırıp kendimi yollara atmayı başardım nihayet .


     Şehrimize kazandırılmış güzel bir hizmet "Yürüyüş Yolu."


   
       Gri ve  ıslak bir Ünye sabahıydı ama tabiat her zamanki gibi şahane güzellikler sunuyordu.

Hele de sabahın seherinde henüz hiçbir şeye insan eli değmemişken yollara döküldüyseniz  doğanın dinginliğini iliklerinize kadar duyabilirsiniz.

Bu güzellikleri katletmeye vicdanı elveren insanlara nasıl şaştığımı ve nasıl öfke dolu olduğumu hangi kelimelerle anlatayım?


Suların kayalarda açtığı tüneli görüyor musunuz? Söylemesi ayıp ben bu güzelliği daha yeni keşfettim.

 Şimdi kaçıyorum.yeni güzelliklerde buluşmak ümidiyle hoşça kalın.

14 Şubat 2016 Pazar

 

SABAHLA GELEN

   Bir günü bir gününe uymuyor insanın. Bu sabaha hüzün çiseliyordu sanki gökyüzü. Dilimde yüreğimden kopup gelen mısralar:

"Peş peşe dizilip giden dakikalar,
 Ömrümden ömür çalan dakikalar…
 Sabah  oldu gün doğdu,
 Geçen zaman ömre zarar oldu.
 Hayatı  canımdan alan dakikalar..."
     

  Gün "Günaydın!" demeye hazırlanırken  yüzüme,derinlerden gelen sabah ezanı "Sana hayatı verene şükret ve ona yönel kavuşma gününe kadar çabala."uyarısını yapar gibi içli ve derinden okundu.

   Bir gün  daha eksilmişti ömürden ama  yeni bir gün de başlamıştı. Eksilenleri saymakla ele geçen bir şey olmadığı kesin. O halde hayat elimizden kayıp giderken, zamanı kıymetlendirip bereketlendirmeye gayret etmek en doğrusu değil mi? 


    
Gün ışıdı, deniz mavi ,açelyam gülümsüyor. Birden hatırlıyorum ,geçen zamanın bereketi bu açelyalar. Bir buçuk yıl kadar önce sararıp solmuş bir halde   almıştım onu. Belli ki gözden çıkarmıştı çiçekçi. Bütün dallarını dipten kestim. Kendine gelmesi çok uzun zaman aldı. Acımasız zaman böyle bir güzellik de veriyor işte.

     Haydi güzel çiçeğim
,
 g
ünüme bereket
,
 hüzünlerime esenlik ol
;
çağla
,
coş
,

gönlüme şenlik ol...

3 Şubat 2016 Çarşamba

TATİL DÖNÜŞÜ

    Ömrümüzden on günü de şubat tatili denen zaman diliminde bırakıp geri döndük. Sevdiklerimize kavuşmak güzel, ayrılmak zordu. Allah'a şükürler olsun sağlıkları, huzurları yerinde. Biz de evimize geldik sağ selamet, daha ne olsun değil mi ?

      Eh, artık geldiğimize göre sizinle halleşip paylaşmalara devam o zaman. Biliyorsunuz minik kanaviçelerle dinleniyorum. Misafir havluları da vazgeçilmezlerim.

Bunlar da oyalanmalıklarım. 



 Şıkır şıkır banyolarda hangi kadın mutlu olmaz ki? minicik dokunuşlarla bunu hepimiz başarabiliriz değil mi?


        Hem banyolarımıza şenlik hem de misafirlerimize güzellik.

       Mutlulukların sizinle olması dileklerimle hoşça kalın.