27 Aralık 2015 Pazar

GELİN KIZIMA SECCADE

     
     Seccade...Secdede huzur...  "HUZUR"da seccade...
     Çoğumuz için gündelik hayatımızda  sıradan bir sözcük, kızlarımızın çeyizinin olmazsa olmazı nakış nakış "HUZUR"a vardığımız yol...
      
    Gelin kızımdan söz etmiştim sizlere. Bakın neler geçmiş yüreğimden tekrar paylaşmamın bir sakıncası yoktur umarım. 
     "GELİN KIZ
     Haneler kurulur...Yeryüzünde bir çiçek daha açmıştır... 
     Zaman geçer ,duvarlarda sesler yankılanmaya,döşemelerde minik adımlar adımlamaya başlar. İşte şimdi yuva olmuştur haneler.    
    Yıllar bir su misali akıp gider. Minik adımlara başka sesler, başka adımlar da karışır. Hayat fışkırır evlerden acısıyla tatlısıyla. Çoluk çocuk bir hareket ve dahi bereket... Hayat hep öyle sürecek sanırsın. Sanki hep böyleydi bu yuva. Sanki o haneyi iki başla kurmamışsın. Sanki her daim ça çoluk... Gün gelir, bir de bakarsın ki yanın yören boşalmış. Kızın telini duvağını almış yuvadan uçmuş,oğlun apayrı dünyalarda. Hayatın rengi de kalmamış pek... 
    İşte tam da o zaman bir el dokunur yüreğine  yeni bir ses farklı bir soluk. “Gelin kız”dır o taze soluk. “Gelin” ne güzel söylemiş atalar. “gel”  “gelin” Evler kuran yeni baharlar getiren gelin…
      Bu zarif kavanozlar da gelin kızımdan Öğretmenler Günü hediyesi.  Elleriyle boyamış süslemiş. Var olsunhanesini “yuva” yapmaya “gel”sin  gelin kızım."

   
      Bugün yuvalarında huzura yol olsun dualarıyla işlediğim seccadeyi sizlerle paylaşmak geldi içimden. Umuyorum ki seccadeleri Allah'a ulaştırırken toplumda saygıya,sevgiye,beraberliğe,yardımlaşmaya da yol olması gerektiğini en temiz, en sade,en içten duygularla hatırlatır.



     

KİTAPLIĞIM


         Nihayet buradayım. Görüşmeyeli epey zaman oldu. Burası gerçekten de farklı bir dünya. Onca koşturmanın arasında uğrayamasan da aklın hep burada. 

            Kitaplığım-  kütüphanem diyebilseydim keşke- yapıldı nihayet. Neredeyse bir haftadır onunla uğraşıyorum. Benimkisi eski malzemelerden yeni yapma çabası. Kitaplarımı yerleştirirken ne çok şey düşündüm. İlk tayin yerim. İlk kitaplığımız ki sebze kasalarından yapmıştık onu arkadaşlarımla. Sonra kendi evimdeki ilk kitaplığımız. Küçük bir dolap. Ders kitaplarımızı bile almamıştı. Ve yıllar yıllar yıllar yıllarla çoğalan kitaplar her taşınmamızda koli koli bizi takip eden hazinelerimiz. Bunca taşınmaya can dayanmazdı onlar dayandılar. Kimilerini eşte dostta bıraktık kimilerini öğrencilerimizde kimisi bir okulun kütüphanesine yerleşti. Buncacık da bize kalanlar. Hepsini  tek tek okuyasım var. 



Hepimize kitaplarla renklenmiş bir dünya diliyorum.





17 Aralık 2015 Perşembe


             DİNGİNLİK
           
            Malum hayat zor.Sabahın seherinde sıcacık evinden çık, kendini yollara at; evlat bir yana, koca bir yana, sen başka bir tarafa, bölük pörçük ol. Sonra da akşama kadar iş yerinde cebelleş Nihayet trafik çilesini aşabildiysen akşamın bir vakti otel görevi yapan evine var. Eee bitti mi ? Yok canııım, nerdeee? Daha yemek yenecek, çocuk avutulacak sevgi ve ilgi paylaştırılacak...
           Buna can mı dayanır? Ama dayanmalı.  Zira  gençlerimiz böyle bir hayata mahkum görünüyor.
          Peki  ruh nasıl sağaltılacak, anneler kendisiyle ne zaman ve ne şekilde baş başa kalacak?
          Sanki gençler bunu pek de başaramıyor, kendilerini sanal aleme esir ediyorlar ve mutlu da olamıyorlar gibi-bu benim şahsî düşüncem- değil mi?
          Oysa  minicik mutluluklar var. onları yakalayabilmek ruha dinginlik verir.
          Benim güzel kızım, gözümün nuru, hanemi yuva yapan ilk ses , evimin her daim yakışığı yavrum kendini mutlu edecek bir uğraş bulmuş. kısacık zamanlarda ruhunu sağaltıp bedenini dinlendiriyor ne güzel. Minik kanaviçelerle kısa molalar veriyor koşturmacalarına.
       
Sevindirdin beni can kuzum bu uzak diyarlarda nefes alacak oyalanmalıklar edindiğini görmek çok güzel.

16 Aralık 2015 Çarşamba

      GELİN KIZ
      Haneler kurulur... Yeryüzünde bir çiçek daha açmıştır... 
     Zaman geçer ,duvarlarda sesler yankılanmaya,döşemelerde minik adımlar adımlamaya başlar. İşte şimdi yuva olmuştur haneler.    
    Yıllar bir su misali akıp gider. Minik adımlara başka sesler, başka adımlar da karışır. Hayat fışkırır evlerden acısıyla tatlısıyla. Çoluk çocuk bir hareket ve dahi bereket... Hayat hep öyle sürecek sanırsın. Sanki hep böyleydi bu yuva. Sanki o haneyi iki başla kurmamışsın. Sanki her daim ça çoluk... Gün gelir, bir de bakarsın ki yanın yören boşalmış. Kızın telini duvağını almış yuvadan uçmuş,oğlun apayrı dünyalarda. Hayatın rengi de kalmamış pek... 
      İşte tam da o zaman bir el dokunur yüreğine  yeni bir ses farklı bir soluk. “Gelin kız”dır o taze soluk. “Gelin” ne güzel söylemiş atalar. “gel”  “gelin” Evler kuran yeni baharlar getiren gelin…
      Bu zarif kavanozlar da gelin kızımdan Öğretmenler Günü hediyesi.  Elleriyle boyamış süslemiş. Var olsun, hanesini “yuva” yapmaya “gel”sin  gelin kızım.

             

9 Aralık 2015 Çarşamba

NEREYE

Yolcu yolda mıdır yolculuk boyunca, yoksa  kendi içindeki sızılara, umutlara ,sevinçlere, acılara yol vermiştir de, bütün yollar yüreğine mi çıkar?
"Bütün yolculuk boyunca hasretlerim  ayrılmadı benden" diyen Nazım  yolculuğu kilometrelerle ölçülen mesafelere  mi yapmıştır, yoksa yüreğine mi?
Yolculuk yol boyunca yüreğimeydi. Yürekte saklı sevinçlerime, umutlarıma,hüzünlerime dağlar,karlar,bulutlar,yollar... ille de hasret  yoldaştı. Hasretin adıysa "evlat" oldu, "İstanbul"oldu artık yaşamaktan korktuğum.
                                                      " Torun"  hasretin en güzel adı...

RENKLER



 Hayat ufak tefeklere sarınca daha güzel ve renkli. Yoksa bunca telaş, yığınla sorumluluk, alabildiğine hüzünle nasıl başa çıkar insan?

 Bunlar da benim ufak tefeklerim işte. Hediye olarak gelen kavanozlarımın kılıflarını çok kasvetli görünce renklensinler istedim. Ne yapsam diye düşünürken havlu süslemek niyetiyle işlediğim kanaviçelerim imdada yetişti.Sevgili makinem de olaya el atınca ortaya bu güzellikler çıktı.
     Onlar şenlenince ben de bi sevindirik oldum, sizlere de özendim ya bulduğum yerde poz verdirip en beceriksiz halimle resimlerini çektim.
     Nasıl, uğraştığımıza değmiş mi sizce de?..





  Sevimli işlerle tatlanın..Mutlulukla kalın...