22 Nisan 2017 Cumartesi

   

       SEMPATİ,SEMPATİK Mİ?
           
       Nerden aklıma geldiyse ilk çamaşır makinesi maceramız gülüşmeler eşliğinde sohbet konumuzdu bugün.
      Zor şartlarda evlendik biz. 1982 yılı. Elimiz ekmek tutalı ancak  birkaç ay olmuş.  Anne babalarımızdan yardım alamıyoruz. Üstelik eşim de eş durumundan Bilecik'e gelmiş. nikahlı olmamıza rağmen düğünümüz yapılmadığı için insanların lafından sözünden çekiniyor tabii büyükler. Hasılı kelam apar topar düğünümüzü yapıp gönderdiler  bizi. 
     O zamanlar işler şimdiki gibi değil. Evler tam tekmil kurulup da eline verilmiyor. Evimizde hiçbir makine yok. Çamaşır desen beni epeyce hırpalıyor. Merdaneli almayı ben istemiyorum çünkü otomatikler yeni çıkmış,merdaneliyi alırsam bir daha değiştiremem korkusu var. 

     
     Nihayetinde bacım,şu gördüğünüz reklama uyup bir SEMPATİ çamaşır makinesi almaya karar veriyoruz. Elimizdeki son çeyrek altını bozdurup alıveriyoruz o sevimli turuncuyu.
     
    Bende bir sevinç, bir heyecan ...Küçücük müçücük ama nihayetinde makine değil mi bu? Nasılsa yükümün çoğunu alır.

  Bırak yükümü almayı iki havluyu bile döndüremedi benim sempatik sempatim.. Her kullanmaya kalkışımızda yeni bir hüsran... 

      Sonrasında ne mi oldu? Ellerimin en iyi çamaşır makinesi olduğuna karar verdirdi bana.Yıkanacakları yıkayamadı ama temiz çamaşırların yükünü epey zaman taşıdı. Bizimle birlikte pek çok ev değiştirdi. Nihayetinde  hatırasını bırakıp hayatımızdan çıkıp gitti. Benim bir daha değiştiremeyeceğimi sanıp yıllarca almadığım merdaneli eve giremedi ama otomatik iki kere değişti,  belki üçüncüsü yolda.
    Kıssadan hisse: Hayat ellerimizden kayıp giderken ulaşamayacağımızı sandığımız pek çok şeye  sahip oluyoruz.  Bizim çamaşırlara direnen sadece sempati oldu kendi gitti, hatırası kaldı. 
     Geçmiş zaman olur ki... Sempatiler gider hatırası kalır...

     (Resimler internetten alınmadır.)

14 Nisan 2017 Cuma

Bahar ve begonviller


 
      BEGONVİLLER ARASINDA
      
     Begonvil bayramım var dostlar!
    Kuruyor mu diye endişelenirken birdenbire  balkonumu şenlendirip beni sevindiren begonvillerimle geldim bu sefer.
 Ve her canlının sevgiyle var olduğunu bir kez daha gördüm.Çünkü onları çok sevdim.
Begonvilimi üç yıl kadar önce çiçeklenmiş bir begonvilden aldığım daldan büyütmüştüm. Çiçekliyken alma,tutmaz, dediler ama öyle sevdim ki tuttu. Bir kez çiçek verdi. Sonra neye küstü bilemedim ,çiçek vermez oldu. Kurudu diyebilirim. Ama vazgeçmedim ondan. O da benden vazgeçmemiş demek ki...Bana bu güzelliği yaşatan Rabbime şükürler olsun.










Gönlümü sevince boğan başka cinsleri de var balkonumda.Kış sonundan beri yüreğimi pembeleyen güzelim işte burda. Kardeşine sarılmış büyüyor. Ama artık yapraklarını da çiçeklerini de döktü. Sanırım dinlenecek biraz. O yeniden coşana kadar diğeri pembeliyor gözümü gönlümü.






Bakın bu güzellik de pembeler içinde yerini almaya çabalıyor. 

Bu güzelliklere yeni bir balkon düzeni lazım galiba. En kısa zamanda hal yoluna girmesine niyet edelim o zaman. 
Değerli dostlar, bu yayını telefonla hazırlamaya çalıştım ancak bir hayli sıkıntılı. Nihayet bilgisayarı elime geçirebildim de tamamlayabildim. En kısa zamanda tekrar buluşabilmek dileğiyle hoşça kalın.