28 Aralık 2016 Çarşamba

             
     PEMBE,GÖNLÜM SENDE
 "Şımarık"diye sevdiğim çiçeğimin en çoşmuş haliyle merhaba diyeyim . Tabii bu resim sonbaharda çekildi.

    Bugün içimiz açılsın niyetiyle yazdan kalan bir çalışmamı paylaşmak istiyorum sizinle . Ne zamandır niyetliydim de her şey her zaman istediğimiz gibi olamıyor işte.
    Klasik pamuklu pikeyi astarlayarak kullanmayı seviyorum ben.


    Pikemiz ve astar kumaşı öncelikle yıkanıp ütülendi böylece çekme riski ortadan kalkmış oldu. Sonra da astarlandı. Temizlik yaparken çok büyük diye hayıflanılan evin geniş salonu çok işe yaradı. 


   
    Ütüsüz çalışılmaz...

      Astarımız pembe olmazsa olmazdı ne de olsa "Pembe, gönlüm sende."


                                     
    Süslemek için ince pamuklu dantel geçirildi. Yastık kılıfları da dikildi. Hatta misafirlerimiz kullandılar bile.

Bu yayın pembeyle başlayıp devam etti. Pembeyle de bitsin. Pembe tadında günlerde buluşmak dileğiyle hoşça kalın.(Oğlumun objektifinden kış gününde sardunyam.Ne mütevazi çiçeksin sen sardunyam.)

25 Aralık 2016 Pazar



   

       
          İNSAN  OLMAK

        "İnsan var, öfkesiyle hıncından ölür,
       İnsan var, yılların basıncından ölür,
       Bir gün bakamaz kızarmadan çevresine,
       
      Ey gökyüzü, insan var utancından ölür…" (Arif Nihat ASYA)  

         Milletçe acılı günler yaşamak kolumuzu kanadımızı kırıyor. Bir parça inancı, vicdanı ve sağduyusu olan  hangi kör kuyulara çekilmek istendiğimizi derin derin düşünüyordur mutlaka. Bunca olumsuzluğun ve acının içinde insanımızın, birliğe ihtiyacımız olduğunu, başka vatanımız olmadığını ve topyekün bir saldırıyla karşı karşıya olduğumuzu anlaması umut veriyor.
      Çevremizde anlık teselliler yaşatanlar da var şükür. Bulutları dağıtan,güneşin ve aydınlığın ışıltısını yüreğimize değdiren teselliler... İşte bunlardan biri...

      
 

Bu güzelim topraklarda bilmem hangi siyasetin,             bilmem hangi çıkarın ve bilmem hangi sapık zihniyetin yemi olmadan "yaratılmışı sevmek yaratandan ötürü" diyen Yunus'un felsefesiyle yaşamayı hangimiz dilemiyoruz ki?..

1 Aralık 2016 Perşembe





   BİLECİK  HATIRASI
       İnsan doğduğu yere benzer, demiş ya şair,ben de insan yaşadığı yerleri sever diyorum.
 işte, Anadolu'nun bağrında bir kartal yuvası: Bilecik.Çocukluk ve gençlik hayallerimin altına atılan imza. İlk göz ağrım.
 Baksan küçücük ,taşlık tepelik bir yer.
 Bir de bana sor. En genç çağımda havasını soluduğum, "Saf çocuğu masum Anadolu'nun." Evet, masum Anadolu'nun kendi halinde yaşantısını tanıdığım, çocukların isminin "masumcuk";ev geçindirme becerisinin adının ise "kadın eli" olduğunu  öğrendiğim durak...Şeyh Edebalı'nın maneviyatıyla bereketlenmiş  vatan toprağı ...
  Otuz yıl öncesine uzanan bir dostluğun kilometre taşlarından birine daha dahil olmak,sevdiklerimizin mutluluğunu paylaşmak,  Bilecik havası solumak için yollardaydım iki hafta önce. Kızımız gelin oldu. Ben de mutluluklarına dahil oldum.  Ne yazık ki hatıraları arayacak vakit yoktu, hemen döndüm.  Değişen çok şey var tabii ama  Bilecik yerli yerinde ve anılarımı saklıyor. Daha ne olsun?..