18 Mart 2016 Cuma

       
        UNUTMAMALI
        İki yüz elli üç bin vatan evladının acısı üzerinde taçlanmış bir gurur günü daha yaşadık bugün. Asla unutulmaması ve unutturulmaması gereken Çanakkale Zaferi'nin birliğimizin mayası olması dileğiyle bir okul dergisi için kaleme aldığım  yazım.
        

       ÇANAKKALE RUHU
       İnsan topluluklarının millet olmasının en önemli şartı oluşturdukları ortak değer yargıları ve karşılaştıkları olumlu veya olumsuz durumlarda aynı duyguları yaşamaları, aynı tepkileri vermeleridir. Destanlar,  bu ortak duyuş ve düşünüşün ortaya çıkardığı milli ruhtur ki milletler için değeri ölçülemez bir hazinedir. Çünkü o hazineyi  yılların, yüzyılların sevinçleri, hüzünleri ille de acıları biriktirmiştir. Milletin hafızası artık o destanlardır. Unutulması en acı savaşlardan bile daha ağır bir faciadır.
       Ve yanıbaşımızda, elimizi uzatsak değebileceğimiz kadar yakında, ve ruhumuzda ,ve acılarımızda  destanlarımız var bizim. Ve  acısından ziyade büyük. Ve acısından  ziyade gurur verici.  Ve hiçbir milletin düşünmeye bile cesaret edemeyeceği kadar görkemli… Ancak  şairin dilinde ifadesini  bulabilen…        
      “Sarsarak köprüleri/Devler geçti bu yollardan/Dudaklarında Hun türküleri...”
      Bugün,  kıymetlerini madde üzerine kurmuş bir dünya içinde kendisi olmayı başaramayan bir toplumun, her türlü olumsuzluğa karşı yine de ayakta durmasını sağlayan bir hazin destandır Çanakkale.
     Oysa  gören gözler, hisseden yürekler için vicdanları sızlatan bir derleyip toplayıştır bu. Zira kıyıcı rüzgarlar esiyor destanlarımızın bıraktığı mirasın üzerinde. Artık Çanakkale’nin, Kurtuluş Savaşı’nın acılarını neden çektiğimizi sadece kuru törenlerde hatırlıyoruz. Bu hatırlayış kavrayıştan uzak,  ruhu olmayan bir “anma”dan öteye geçemiyor. insanımız tüm değerlerimizi yerle yeksan eden  bir rüzgarın önünde kimliksizleştirilme,kişiliksizleştirilme emperyalizminin potasında savrulup duruyor. Bunu da en güzel şair yüreği haykırıyor:
        “İnsan yiyecektir içecektir şimdi,
        “Ahlâk”bilinmez ne demektir şimdi;
         Destan masal iman yobaz aile lâf,
         Altın gelenekler gidenektir şimdi.”
     Biz hiç kimseyi ötekileştirmeyen, sımsıkı bağlarla birbirine bağlı; sevgi, saygı, hoşgörü gibi altın değerleri inancının emirleriyle taçlandırmış bir millettik.Bütün bunları korumanın birinci şartının öncelikle toprağımıza ve  değerlerimize  sahip çıkmak olduğunun bilincindeydik. Çanakkale  işte bu bilincin sonucudur.       
      Bugünse  tehlike kapımızda. Çevremiz ateş çemberi. Savaşlar,silahlar,yokluklar,esaret,açlık;vatanından kaçmak zorunda kalan perişan,çaresiz,güçsüz insanlar,masum çocuklar… Üstelik böyle bir dünyada “dünyalı” olmaktan başka bir kaygımız kalmamış gibi. Özenti hastalığı yakamıza yapışmış,günü kurtarma telaşının ötesine geçemeden yaşıyoruz. Neredeyse kendi insanımızdan toprağımızı korumak noktasına geldik. “Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!/Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak/Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,/Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden” diyen Necip Fazıl hızla millet olmaktan çıkıp “kalabalıklar” haline geldiğimizi ne güzel anlatıyor.
   Sadece  etrafına göz atmakla yetinen birisi bile çıkmazlarımızın  neler oduğunu kolaylıkla görebilir. Vaziyet böyleyken göstermelik anmalara değil, bilinçli hatırlamalara ihtiyacımız olduğu su götürmez bir gerçek.
     Bizim geleneğimizde “emanet”e hıyanet edilmez. “Şehit” ise Allah’ın sözüyle şereflenmiştir. Bu vatan bize “şehitlerin emanetidir.” O ruhu yeniden yakalayacağımıza inanmak ve bu yolda gayret göstermek zorundayız.
     Çanakkale ruhunun bunca olumsuzluğun çaresi “millet olma” şuurunu hatırlatan bir “kimlik kartı” olması imkansız değil. “Şehitler Tepesi boş değil,/Biri var bekliyor/Ve bir göğüs nefes almak için/Rüzgâr bekliyor.”diyen Arif Nihat Asya Artık yeniden  “bir bütün”olmanın,gerçek bir kalkınmanın destanını yazma zamanı olduğunu ne güzel anlatıyor.
     Ve son söz:
Onlardan kaldı bu toprak... 
Biz gezip tozmayalım mı? 
Yabanlar kıskanır diye 
Destan da yazmayalım mı?

Benim dedemle yan yana 
Yazılı kalacak adım
Yıldızların söndüğü güne yıldızlar sakladım.(A.N.ASYA)
                                                                                              

4 yorum:

  1. Çanakkale zaferi ruhu hep taze tutulacak bir nefes bize. Anlamıyorum, hiç kimseye ilişmeyen sadece birlik, özgürlük dahası mutluluk vaad eden bu değerler niye sahipsiz kaldı. Yenik düştük demek yok ama gaflete düştük biraz. İnancın gayret eli, teslimiyetin mucizelere dönüştüğü tarihimiz sinmiş bu topraklara da içimize de. Ümitvarız her şey daha güzel olacak. Hep birlikte...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ümidimiz kırılsa da zaman zaman tamamen ümitsiz olmak yakışmaz bize. Elbette ki yenik düşmeyeceğiz. Sadece rehavetten kurtulmalıyız artık.Silkinmek, dostu düşmanı iyi tanımak ve çocuklarımızı, gençlerimizi de uyandırmak zorundayız.

      Sil
  2. Bütün şehitlerimizin ruhu şad olsun.Bizleri ayakta tutan inancımız hiç kimse çirkin emellerine bu ülkede gerçekleştiremez buna emin olun umarım bütün bu sıkıntılardan biran önce kurtuluruz gün birlik ve beraberlik günü .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz millet olarak çok fazla rehavete kapıldık. Dostu düşmanı iyi tanımak gerek. Evet birlik çok önemli.

      Sil